"Aynı Parfümü Yıllardır Kullanıyorum, Bu Son Aldığım Kötü Çıktı" İsyanı
ayni-parfumu-yillardir-kullaniyorum-bu-son-aldigim-kotu-cikti |
"Aynı Parfümü Yıllardır Kullanıyorum, Bu Son Aldığım Kötü Çıktı" İsyanı
Parfümler benim için diğer kozmetik yığınından daha farklı yerdedir. Hatta reklamcılık sektörünün beni en çabuk gafil avladığı alan desem abartılı olmaz. Farklı cazibeler yüklenen parfüm şişeleriyle başlayan ilgim, parfüm videolarını art arda izlerken kendimi bulmamla devam ediyor ve pek tabii beklenen 'satın alma' olayı ile de nihayete eriyor. Parfümleri çok sevmemdeki tek sebep dizaynlar, afişler, reklamlar vs. değil, kokuların bana yaşattıkları aslında. Bir parfüm kokusu beni eskilerde kalan tatlı bir ana götürürken, özlediğim birinin varlığını yanımda da hissettirebiliyor. Bir de sanırım koku duygum gelişmiş olmalı. En azından, kokularla karar vermemde bir hayli etkili. Gıdaları bile tatlarına göre değil, kokularına göre seçen biriyim. Bütün bu sebepler birlik olup beni kokuların yanına mıknatıs gibi çekmekte.
Parfüm reklamlarının çoğu, erkekler için gücü ve özgürlüğü simgelerken kadınlar içinse daha seksi ol, daha çekici görün gibi insan ruhunu çukurlaştırıcı köpüklerde seyir ediyor. Kendini güçlü, özgür, güzel, seksi bulmakla veya imrendirilmiş iyi hayat tatmakla süslenen kandırılmış söz dizisine ihtiyacımız yok.
Parfümler size lüks ve orta sınıf diye servis edilir. Seçim rotanız bu veya buna benzer nedenler olmamalı. Mutluluk arayışı parfümlerde aranmamalı. Koku dünyası tamamen zevk duygularınıza hitap eder. Parfümün reklamında oynayan ünlü yıldızın tozu uğruna veya bize dayattığı hayali yaşama arzusuna inanmamalıyız. Lüks parfümlerin içi, marjinal etken maddeleriyle yüklü değil. Bu yüzden ütopik rakamlar ödemeyi, standart sınıfının üst çizgisine dayandırmamalıyız.
Markalara kapışkan (ben bu tarz marka delisi insanlara kapışkan diyorum) olup duvarlarına sanki sanat eseri gibi marka logosunu asan veya üstün bir yaşam ortamı sunmaya çalışan insanlar pek sevimli gelmiyor. Çok harca, çok imren ve böylece en imrenilen ol kısır döngüsünde kazanan siz değil, ipi yukarıdan oynatan markaların ta kendisi olur. Çoğu zaman, o havalı sofistike görüntüyü vermek için yapılır ama sofistike olmak zaten bu değildir.
Parfümler ve markalarıyla yaşanan bu çatışma beni (biraz) rahatsız ettiği için, konuya sıkıştırayım dedim. Zevk alma hissi, gösterişe sunulan bir cazibe gibi ucuzlaştırıldıkça, bu eleştirilerim de devam edecek.
Güzellik dünyasının parfüm satışları iyi olmalı ki, piyasaya sürekli yeni ürünler, yeni markalar giriyor. Ama bazılarımızda tüm bu yenilikleri görmezden gelip, hep kullandığı o kokuya sadık kalıyor. Böyle insanlara gıpta etmiyor değilim. Çünkü hayat boyu bu kadar disiplinli olamadım. Kalanında bu oran değişebilir mi, endişeliyim. 👀 Sürekli değişken zevklerimle ve bir onu bir bunu demekle geçiyor ömrüm. Kaba deyişle, maymun iştahlı tiplerdenim. Sürekli 3-5 koku masamda dursun, yenilere de arada bakınayım ve bu böylece sürüp gitsin. Ama yıllar sonra, eski sevdiklerime dönüp anı tazeleme eylemini gerçekleştiriyorum. Eskiden kullandığım parfüm değişmiş mi? Bu eskiden böyle kokmuyordu? Nasıl yani? sorgusunu siz de soruyorsanız bu işin sebepleri var.
1- %100 Tester Parfüm Saçmalığı (💩)
Parfümü nereden aldığınız önemli. Her yerden parfüm alınmaz. Hele hele "%100 tester" diyenden kaç. İsterse Sephora kafayı sıyırıp böyle bir olaya girişsin, onu dahi alma. Türkiye pazarında orijinalliği dahi çok sorgulanmalıyken, sen kalkıp %100 tester diyene güveneceksin.
"Ama bu tester parfüm gerçekmiş, üstelik 2 gündür hiç çıkmıyor kokusu tenimden"
Of. O parfüm kullanılmamalı, direkt atılmalı. 2 gündür parfüm çıkmaması nedir öyle yahu? Yağ var onun içinde, esans değil. Ona gerek yok ki, "Sağlık Bakanlığı Onaylı" olan doldurma parfüm şirketleri var. Onların da yağ oranı fazla, onlar da gerçek parfümlerden daha kalıcı. Hiç değilse marka çalışanları bu işi firmalaştırıp, vergisini ödeyip denetimini yaptırarak sağlıyor. Oradan al, daha iyi. Bu kadar mı sağlığını düşünmüyorsun? Şimdi bir şey olmaz ancak kanser çağındayız. Bu boş cesaret niye? "Tester aldım acaba orijinal mi" telaşesindense, tester alacağına doldurma al daha iyi. Ünlü veya kendini ünlü sanan kişi, reklamını yaptı diye güvenme. Bazı tester parfümcüler daha ticari akılda, yüksekten fiyat veriyor ki sen daha çok inan diye. Aldanma.
2- Parfümü Nereden Aldınız?
Eğer tester harici, gerçek bir parfümü alınmışsa ve kokusunda tuhaflık hissediyorsanız aldığınız yeri araştırın. Güvenilir bir yer midir? Nedir, ne değildir? Bir soruşturmak lazım. Türkiye piyasası dış ülkelerin gözünde "Orta Doğulu" sınıfında yer aldığı için bazı parfümler daha az kalitede Orta Doğu piyasasına sürgün edilmekte. Bunda Türk tedarikçilerinin suçu yok. Bunda suç distribütörlüklerde. Aldığınız yere güveniyorsanız, distribütörlüklerle iletişime geçmek en doğrusu. Tabii hangi distribütör gönderilen e-maile ne kadar ilgi vereceği endişeli ama yine de denemek lazım.
3- Markanın Kendisi Farklılaştırmış Olabilir, Araştırdınız mı?
Özellikle ömrü yaşınıza denk olan parfüm kullanıyorsanız, kokuları gün geçtikçe değiştiği haberini üzülerek size vermeliyim. Aynı parfümü kullanan kullanıcıların paylaşım yaptığı blogları, parfüm sitelerini veya Youtube videolarını takip ederek bu durumun izini sürebilirsiniz. Hatta etkileşime de geçebilirsiniz. Annenizin kullandığı parfüm artık o eski parfüm değil. İçerikleri ve esans kaliteleri her yıl değişiyor. En ekonomik fiyata aynı koku verilmesi için o kadar ekibin geceli gündüzlü boşuna çalıştığını düşünmüyorsunuz herhalde?
4- Son Zamanlarda Bol Baharatlı, Bol Etli Şeyler mi Yediniz?
Ten, parfümün kokusunu inanılmaz değiştirir. Baskın olan diğerinin üstüne çıkar. Pastırma, sucuk, sarımsak ve ağır baharatlar yediğiniz günde sıktığınız parfümle; sağlıklı sebzeler, sıfır şeker, bol su tükettiğiniz "yaşasın yeşil yaşam" dediğiniz günlerdeki kullandığınız parfüm kokusu bir değil. Bir olduğunu düşünüyorsanız, kesin horlamıyorsunuzdur da. Maalesef ki bunu sadece siz düşünüyorsunuzdur. Bir de çevrenize sorun. Ama parfümleri en iyi alan kişiler sizin en özel alanınıza giren kişidir. İnsanların mahrem alanları vardır. Karşınızda duran insanla aranızda güvenlik alanı oluşturursunuz. Ama mahrem alan sınırı 25cm'e kadardır. Mahrem alanıza duygusal paylaşımınızın yüksek olduğu insanları alırsınız. Duygusal ilişki kurmadığınız kişilerde de zorunlu (örneğin asansörde karşılaştığınız kişilerde) mahrem alanlarda kalırsınız. İşte o sınırda olanlara parfüm değişikliğinizi sormak gerek. Asansörde karşılaştığınıza soramayacağınıza göre en sevdiğinize sorun.
5- Parfüm Orijinal Ama Stoklanması Nemli Alanda mı Yapılmış ?
Nemli ortam, parfüm dahil tüm kozmetik ürünlerinin azrailidir. Rutubetli depolara sahip restoranlara ve kafelere nasıl gözle bakıyorsanız, kozmetik tedarik zincirlerine de o gözle bakmalısınız. Bazen aldığınız parfüm orijinaldir, jelatinlidir, görünürde hiçbir bozulması yoktur. Ama sıktığınızda mayhoş koku tüm kokuyu bastırır. İşin kötü yanı, açılmış bir ürünü hiçbir firma da kolay kolay almaz. O zaman size bol şans dilerim. Bu durumda insan evladının en ilkel tercihinizle baş başasınız demektir. Ya savaş, ya kaç. En son izlediğim bir belgeselde, kasıtlı olarak müşterilerle ilgilenmeyen ve yanlış getirdiği içeceklere fahiş fiyatlar isteyen garsonun karşısında müşterilerin tutumu değerlendiriliyordu. Yanılmıyorsam biri hariç, hepsi kaçtı. Hiç kimse savaşmadı. Daha doğrusu uğraşmadı. Belgeselciler ise bu durumu şöyle açıkladılar : "İnsanın başına stresli bir iş geldiğinde 'ya kaç-ya savaş' mekanizması devreye girer. Bu olayda insanlar, 'savaşırsam buna değer mi?' diye tartıp kaçmayı seçti" Siz de kendinizi tartıp ufak durumlar için bu şekilde karar verebilirsiniz.
6- En Son O Parfümü Kullandığınızda Yaşınız Kaçtı?
Parfümün kokusunu yanlış hatırlıyor olabilirsiniz. İnsan beşer, kuldur şaşar diye boşuna dememişler. Parfümleri o anki olaylarla, yaşanılanlarla zihinlerimize hapsederiz. Bilinçaltımızda bin türlü bilmediğimiz dalavere dönüyor. İnanın, kötü bir olayı anımsattı diye güzelim bir parfümü harcayabilirsiniz. Niş parfüm burunları bu etkiyi sürekli anımsatır. Bu yüzden ne parfüme ne kendinize haksızlık yapın. Yanılma payınızı her zaman saklı tutun. Bir de unutmayın çocukkenki teniniz, hormonlarınız bir değil. Aynı koku sizde hatırladığınız gibi aynı şekilde nasıl durabilir ki? Hormonlar, parfümün kokusunu muazzam değiştirir. Çocukken & ergenken farklı, büyümüş halinizle farklı işleyiş içindesiniz. Ayrıca madde 3'deki unsuru da yok saymayın.
Tüm bunları baz alarak, "aynı parfümü yıllardır kullanıyorum ama bu son aldığım kötü çıktı" isyanınıza su serpebilirsiniz. Bu serzenişlerde bazen farkına varamadıklarımız da etkili olabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder